TENGA'nın İlham Verdiği Yeni Nesil Sporcular
Bazı sporcular vardır ki yalnızca zirveye ulaşmakla yetinmez, zirvenin tanımını baştan yazarlar. Her tekrar, her düşüş, her yeniden deneme; onları yalnızca fiziksel değil, ruhsal olarak da dönüştürür. Bu dönüşümün merkezindeyse her zaman aynı şey yatar: tutku.
İşte bu tutku, TENGA'nın ürünlerine hayat veren yaratıcı vizyonla birebir örtüşür.
Yüksek performans, özgünlük ve sınır tanımayan yaratıcılık... TENGA, tüm bu değerleri sporun gücüyle buluşturarak, aynı tutkuyu paylaşan sporcuların yanında duruyor.
Bu yazı serimizde, TENGA ATHLETES programı kapsamında desteklediğimiz bir başka olağanüstü ismi daha tanıtıyoruz. Kendi spor dalında kuralları zorlayan, tarzı ve disipliniyle fark yaratan bu sporcunun ilham verici hikâyesine birlikte göz atacağız.
Antrenman ritüellerinden ilham kaynaklarına, sahadaki kararlılığından favori TENGA ürünlerine kadar her yönüyle bu yolculuğa eşlik etmeye hazır olun.
Dalgaların Prensi: Takumi Nakamura Kimdir?
Takumi Nakamura, Japonya'nın sakin iç kesimlerinden çıkıp dalgalarla yazdığı başarı öyküsüyle sörf dünyasında adını duyurmuş genç bir yıldız. 1996 yılında Nara'da doğan Takumi, küçük yaşlardan itibaren denizle bağ kurdu ve henüz çocuk yaşta ulusal şampiyonalarda zirveye çıktı.
2006'dan itibaren NSA Japonya Sörf Şampiyonası'nda üç yıl üst üste birincilik kazanarak dikkatleri üzerine çeken Nakamura, 2012 yılında ise ISA Dünya Gençler Sörf Şampiyonası'nda 16 yaş altı kategorisinde dünya ikincisi olarak uluslararası arenada adından söz ettirmeye başladı.
Favori sörfçüsü Andy Irons'tan ilham alan ve YU markasıyla özel tasarım sörf tahtaları kullanan Takumi, güçlü denge yeteneği ve doğayla bütünleşen sürüş tarzıyla öne çıkıyor. Kendine özgü tekniği ve alçakgönüllü duruşuyla sadece genç bir yetenek değil, Japon sörf sahnesinde gelecek nesillere ilham verecek bir figür haline geldi.
TENGA ATHLETES programı kapsamında desteklenen Takumi Nakamura, performansla tutkunun birleştiği noktada sörfün ruhunu dalga dalga yansıtıyor.
Nakamura ile Röportajımız
Sörf yapmaya nasıl başladın?
Küçükken ailem, Japonya'nın Mie bölgesindeki bir sahil kasabasına taşındı. Plaj yakınlarında büyük bir otopark işletmeye başlamışlardı. Doğal olarak burası sörfçülerle doluydu ve ben uzun süre bu ortamın içinde bulundum. Bir gün abim sörf dersleri almaya başladı ve kendimi bir anda onunla dalgaların içinde buldum.
Çok genç yaşta yarışmaya başladın; "profesyonel" statünü ilk ne zaman ciddiye almaya başladın?
Küçükken sörf, sadece eğlenmek için yaptığım sporlardan biriydi. Sanırım ilk yarışmaya 6 yaşımda katıldım ama gerçekten ciddiye almam 3. ya da 4. sınıfta oldu. O zamandan beri sörf hayatımın merkezinde. Birçok yarışmada iyi dereceler elde ettim ve 16 yaşımda elemeleri geçerek profesyonel oldum.
Profesyonel olmak beraberinde sponsorluklar, uluslararası yarışmalara davetler gibi birçok avantaj getirdi ama asıl değişim zihinsel oldu. O dönem gerçekten "İşte bu, hayatım bu olacak," dediğim andı. Sadece bu düşünce bile motivasyonumu katladı.
Bir profesyonel sörfçünün günlük yaşamı nasıl geçiyor?
Genellikle bulunduğum bölgedeki plajlarda sörf yapıyorum veya dergiler için fotoğraf çekimlerine katılıyorum. Çalışmadığım zamanlarda antrenman yapıyor ve dünyayı dolaşıp iyi dalgalar arıyorum. Hepsini hatırlamıyorum ama bugüne kadar Hawaii, Avustralya, Meksika, Brezilya, Peru, Panama, Tayvan gibi 10'dan fazla ülkeye ve sayısız harika plaja gittim.
Yılın dönemine göre programım epey yoğun olabiliyor: Bir hafta Avustralya'da yarışma, ertesi hafta Japonya'da başka bir yarışma, sonra tekrar başka bir ülkeye geçiş… Dalga koşulları plaj yapısına ve su altı noktalara göre çok değiştiğinden, yarışmadan birkaç gün önce oraya gidip pratik yapmak çok önemli ama bazen bu bile mümkün olmuyor.
Sörfte seni en çok cezbeden şey ne?
Suda olmak benim için ikinci bir doğa gibi. Evde ya da seyahatte, sabah ilk düşündüğüm şey şu: "Tamam, şimdi denize girme zamanı!". Birkaç gün suya girmemişsem kendimi garip hissediyorum. Profesyonel sporcu hayatı sürekli stresli, zorlayıcı bir yolculuk ama şu an tek düşünebildiğim sörfü ne kadar sevdiğim! Tabii ki bazı günler tahtayı elime almak istemediğim ya da yarışmada hata yapıp moralimin bozulduğu zamanlar oluyor ama bunlar bir gece uyuyunca geçiyor.
Sörf sayesinde harika insanlarla tanıştım, muhteşem yerlere gittim, hepsi müthişti!
Peki şu anda hedefin nedir?
"WCT" diye bir yarışma var; World Championship Tour. Sadece en iyilerin katılabildiği bir organizasyon ve her profesyonel sörfçünün hayalini süsleyen en prestijli lig. Ben ve Japonya'daki birçok arkadaşım bu yarışmaya girmeyi hedefliyoruz ama bugüne kadar hiçbir Japon profesyonel sörfçü bu organizasyona giremedi. WCT'ye katılım için yıl boyunca düzenlenen yaklaşık 20 tane WQS (World Qualifying Series) yarışmasında yüksek puanlar almak gerekiyor. Şu anki hedefim bu yarışmalarda düzenli ve yüksek puanlar almak, her zaman daha yükseği hedeflemek.
Yakın gelecekte ilk 50'ye girmek harika olurdu!
2014'ten bu yana TENGA sponsorluğundasın. Hayranlarından nasıl tepkiler aldın?
Tahtamda sizin verdiğiniz TENGA çıkartması var, uluslararası sörfçüler her zaman soruyor: "Bu ne?"
Onlara sponsorumun kim olduğunu söylediğimde yüzlerini görmelisiniz! Her defasında çok eğlenceli oluyor, tepkiler hep pozitif.
Geçenlerde Virginia'ya yaptığım bir seyahatte evdeki birkaç (açılmamış) TENGA'yı yanıma alıp bazı sörfçülere dağıttım; günün sonunda birbirleriyle kapışıyorlardı! TENGA EGG'ler bu konuda harika, çünkü küçük ve taşınması kolay.
Sponsorluk duyurunu Facebook'ta paylaşınca epey tepki almışsın, doğru mu?
Aynen öyle! Duyuruyu paylaştığımda olanları görmeliydiniz! Muhtemelen sayfamda en çok yorum alan gönderi oldu. Herkes ne olduğunu öğrenmek istiyordu; o gün telefonum susmadı!
Favori TENGA ürünün hangisi?
TENGA CUP ULTRA. Her zaman ana sörf tahtası çantamda bulunur. Oldukça hafif seyahat ederim; çantamda sadece tahta, wetsuit ve birkaç ekipman olur ama TENGA da hep oradadır; kimse fark bile etmez!
TENGA'yı ilk ne zaman keşfettin?
Bir zamanlar takımda bir arkadaş vardı… Arabasında yolculuk ederken arka koltukta TENGA yığını gördüm. O zaman markayı tanımıyordum, ne olduğunu safça sordum; şimdi düşününce, TENGA'ları saklamak için ne acayip bir yer ama!
O dönem birkaç arkadaşımla paylaştığım bir evde kalıyordum, yani ilk deneyimim bir tuvalette oldu! Ama ne yaparsın, bazen bir adamın yalnız kalması gerekir, değil mi?
Sen bir TENGA tasarlayacak olsaydın, nasıl bir şey olurdu?
Sık seyahat ettiğim için cebime sığabilecek bir şey hayal ediyordum; "her zaman, her yerde" kullanılabilecek bir ürün… Ama sonra...
Sanırım bizim yeni ürünümüzü görmüşsündür?
Evet! POCKET TENGA! Tam olarak aklımdan geçen şeyi yapmışsınız! Bir sonraki turnemde bir koli dolusu yanımda olacak!