Özel Röportaj
Bu ayki röportajımızı, üniversiteden mezun olduktan sonra yönetim danışmanlığı alanında hızlı ve kararlı adımlar atan 25 yaşındaki Doruk ile gerçekleştirdik. Kendisiyle hem kariyer yolculuğu hem de TENGA hakkındaki görüşleri üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
Sohbetimiz Başlıyor
Herkesin seni tanıması için mesleğinden ve yaptıklarından biraz bahseder misin?
Üniversite eğitimimi İngilizce İşletme üzerine tamamladıktan sonra yönetim danışmanlığına yöneldim. Şu anda oldukça yenilikçi bir danışmanlık firmasında sektör araştırmaları yapıyorum ve kariyerimi kurumsal şirketlerin üst yönetimlerine danışmanlık vermek üzere şekillendiriyorum.
Kurumsal işletme danışmanlığı tam olarak neyi kapsıyor?
Aslında Türkiye'de hala tam olarak oturmamış bir alan bu, ama son yıllarda hem danışman arayan şirketlerin hem de danışmanlık hizmeti veren firmaların sayısı ciddi oranda arttı. Yönetim danışmanlığı; finans, insan kaynakları, pazarlama, fiyat politikaları gibi pek çok alanı kapsayabiliyor. Küçük ölçekli KOBİ'lerden büyük holdinglere kadar birçok firma bu hizmeti alıyor.
Eskiden şirket yöneticileri "kendi işimi kendim bilirim" diyerek danışmanlığa mesafeli duruyordu ama artık işler değişti. Herkesin her konuda uzman olamayacağını fark etmeleriyle birlikte danışmanlık firmalarıyla iş birliği artmaya başladı. Türkiye'de faaliyet gösteren McKinsey, PwC, Kearney gibi büyük global firmalar bu alanda öncü. Ama şimdi danışmanlık şirketleri de belirli alanlarda uzmanlaşmaya başlıyor. Benim ilgilendiğim alan ise doğrudan kurumsal şirketlerin üst yönetimlerine liderlik, organizasyon yapıları ve iç verimlilik gibi konularda danışmanlık sunmak.
Oldukça özgün bir kariyer yolculuğun var. Peki özel hayatında neler yapıyorsun? Nerede yaşıyorsun, boş zamanlarında nelerden hoşlanırsın?
Avrupa yakasında, merkezden biraz daha içerde bir semtte yaşıyorum. Yeni yerler keşfetmeyi çok severim. Eskiden arkadaşlarımla birlikte şehrin en yoğun merkezlerinden birinde sıkça vakit geçirirdik ama iş hayatının stresi beni biraz daha sakin yerlere yöneltti. Şimdi daha çok Anadolu yakasındaki kafelerde, sessiz sokaklarda yürüyüş yapmayı seviyorum. Arkadaş çevrem de yavaş yavaş o bölgelere kaydı zaten :)
Peki iş dışında seni en çok ne heyecanlandırır?
Sokak lezzetlerine bayılırım: pilav, kokoreç, midye… Tok olsam bile görünce dayanamam :) Müziğe ciddi anlamda ilgim var. Üniversitedeyken bir grubumuz vardı, bateri çalıyordum. Şimdi çok sık yapamasam da hala müzik üretmek bana çok iyi geliyor. Bunun dışında oyun konsolumla strateji ve akıl yürütme gerektiren oyunlar oynamayı seviyorum.
Ayrıca belirtmeden geçemem: Bilet koleksiyonum var. İlk gittiğim futbol maçının bileti hala duruyor. Üstelik Premier Lig maçıydı!
Yurt dışı seyahatlerine zaman ayırabiliyor musun?
Evet, yurt dışına çıkmayı çok seviyorum. Özellikle İngiltere ve Amerika'ya fırsat buldukça gidiyorum. Hatta birkaç yıl önce Amerika'dayken Japoncayla ilgili temel birkaç şey öğrenmiştim. Buradan TENGA'ya bağlayabiliriz sanırım :)
Özel hayatına dair birkaç soru soralım. Şu anda hayatında biri var mı? İlişkilere bakış açın nasıl?
Evet, bir süredir birlikte olduğum biri var. Yaklaşık bir yıldır güzel bir ilişkim var. Karşı cinste en çok aradığım özellik farkındalık ve zeka. Yaşadığı dünyadan haberdar, olgun biri olması benim için önemli. Kendimi duygusal ilişkilerde rahat hissediyorum. Ama elbette duygusal bağın yanında cinsel uyum da olmazsa olmaz.
Seks oyuncakları hakkında ne düşünüyorsun? Bu tür ürünlerin hayatında bir yeri oldu mu?
Hiçbir zaman klasik bir erotik mağazaya girip gezmedim, ne olduğunu merak bile etmemiştim. Zaten çoğu zaman bu mağazalar gizlenmiş yerlerde oluyor ve toplumdan dışlanmış gibi bir algı yaratıyorlar. Cinselliğin hala tabu olduğu bir ülkede, bu tarz dükkanların kötü bir imaja sahip olması şaşırtıcı değil.
Görsel olarak kalitesiz, hijyenik olmayan ürünler yüzünden bu alana hep mesafeli durdum. Oysa cinsellik eğlenceli ve rahatlatıcı bir konu olması gerekirken, baskı ve utanma duygusuyla gölgeleniyor.
Peki TENGA ile tanışman nasıl oldu? Kullandığın bir ürün oldu mu?
TENGA'yla ilk tanıştığımda resmen şaşkına döndüm. Uzaydan gelen bir teknolojiyi anlatıyorlarmış gibi hissettim. Tanıtım videolarını izledikten sonra hiç düşünmeden bir CUP sipariş ettim. Yani yıllarca bu tarz ürünlere hiç ilgi duymamışken, TENGA ile tanıştıktan sonra hemen satın aldım. Üstelik 9-10 kez de kullandım :)
TENGA'nın tasarımı müstehcenlikten uzak ve estetik. Sunduğunuz ürünler hem rahatlatıcı hem de hiç rahatsız edici değil. İçindeki teknoloji, markanın kurumsallığı, hijyenik üretim süreci beni etkiledi. Japonların mühendislik ve teknoloji konusundaki yetkinliğini biliyordum, TENGA'da da bunu gördüm.
Arkadaş çevreme anlatırken hiç çekinmiyorum. Telefonumdan ürünü gösteriyorum, tanıtım videolarını açıyorum. Kadın cinsel organını birebir taklit eden bir ürün olsa bunu asla yapamazdım. TENGA'nın en büyük katkısı sadece bireysel haz değil; sosyolojik ve psikolojik olarak da çok olumlu bir etki yaratıyor. İnsanlar cinsellik hakkında daha açık konuştukça toplumun sağlığı da artacak.
Güvenilir bir markanın bu alanda faaliyet göstermesi, sosyal sorumluluk kampanyaları düzenlemesi de çok kıymetli. Prezervatif genellikle hastalıktan korunmak veya doğum kontrolü için kullanılıyor; bu yönüyle negatif bir araç. Ama TENGA, kendime ayırdığım özel zamanı daha kaliteli ve bilinçli hale getiriyor. Bu, tamamen pozitif ve mantıklı bir seçim.
Bizimle bu kadar içten bir sohbet gerçekleştirdiğin için teşekkür ederiz.
Asıl ben teşekkür ederim. Çok keyif aldım!
*Bu yazı, 2020 yılı öncesinde Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz bir röportajın özetidir. Aradan geçen süre nedeniyle röportaj yapılan kişinin adı ve görseli değiştirilerek paylaşılmıştır.