Gençlerle TENGA Sohbetleri #3 Ömer'leyiz

Gençlerle TENGA Sohbetleri #3 Ömer'leyiz

Özel Röportaj

Yeni röportajımızda sizi Ömer ile tanıştırıyoruz. Kendisiyle İstanbul ofisimizde buluştuk. Bu keyifli sohbetimizi, soğuk bir günde gerçekleştirdik.

Sohbetimiz Başlıyor

Seni kısaca tanıyabilir miyiz? Kaç yaşındasın, eğitimin ne üzerine, neler yapıyorsun?

22 yaşındayım. Özel bir üniversitede Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde öğrenim görüyorum. Bölümümle ilgili çalışmalar dışında seyahat etmeyi, fotoğraf çekmeyi ve fırsat buldukça tüplü dalış, trekking gibi doğa sporları yapmayı seviyorum.

Eğitimini tamamladıktan sonra ne yapmak istediğine karar verdin mi? Hangi sektörde, nasıl bir pozisyonda olmak istiyorsun?

Henüz kesin bir karar vermedim ama televizyon sektöründe yer almayı düşünüyorum. Program yapımcılığı gibi alanlar olabilir. Televizyon işlerinin devamlılığı, sinema projelerine kıyasla daha yüksek gibi geliyor bana. Sinema sektörü hala riskli; seyirci sayısı az, çekilen 70 filmin belki 50'si gişede başarısız oluyor. Son yıllarda gelişmeler olsa da sinema için hala ülkemizde kaynak ve imkan kısıtlılığı var.

Şimdi daha tartışmalı bir konuya gelelim. Bazı düşünürler, sinema, televizyon ve reklam gibi medya ürünlerinin büyük çoğunluğunun erkek bakış açısıyla üretildiğini ve ataerkil sistemi pekiştirdiğini savunuyor. Bu konuda senin düşüncelerin neler?

Ne yazık ki bu durum gerçek. Medyada hala "kadın ev işlerini yapar, çocuğa bakar, yemek pişirir" anlayışı yoğun şekilde yansıtılıyor. Özellikle temizlik ürünlerinin reklamlarında sürekli kadınları görüyoruz. Toplumun kadına dayattığı rolleri medya daha da pekiştiriyor. Filmlerde, dizilerde ve reklamlarda genellikle lüks arabalara binen, her şeyi başaran güçlü erkek figürleri ve onların yanında hayranlıkla duran güzel kadınlar gösteriliyor. Kadının yalnızca ev işi yapan ya da cinselliğe indirgenmiş bir figür olarak sunulması bana göre hem aşağılayıcı hem de tamamen yanlış.

Ataerkil sistemden ve kadına yönelik ayrımcılıktan söz etmişken, ileride çalışmayı düşündüğün sektöre bakarsak bu alanda cinsiyet eşitsizliği olduğunu düşünüyor musun? Özellikle neden kadın yönetmenleri daha az görüyoruz?

Henüz sektörün içinde aktif olarak bulunmadığım için çok derin bir değerlendirme yapamam. Ama elbette sinema ve televizyon dünyasında da erkek egemenliği mevcut. Kadın yönetmen neredeyse yok denecek kadar az. Bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum da değil; dünya genelinde de benzer bir tablo var. Kadınlar daha çok senaryo yazımında veya ekran önünde yer bulabiliyor. Bunun nedenini açıkçası ben de tam olarak bilmiyorum, ama özel bir engelleme olduğunu da düşünmüyorum. Yetenekli ve istekli bir kadın elbette çok iyi yönetmen olabilir. Yine de genel anlamda iyiye gidiş var. Özellikle haber kanallarında kadın muhabirleri ve sunucuları artık daha sık görüyoruz.

Doğa sporları ilgi alanların arasında. Ancak bunları İstanbul gibi bir şehirde yapmanın zor olduğunu tahmin ediyoruz. Spor ihtiyacını nerelerde karşılıyorsun? Şehre yakın bölgeleri mi, yoksa tatillerde farklı şehirleri mi tercih ediyorsun?

Evet, doğa sporlarını İstanbul gibi bir şehirde düzenli olarak yapmak gerçekten zor. Bu yüzden bu aktiviteleri genellikle tatil dönemlerinde gerçekleştiriyorum. Dalış için Çanakkale gibi kısa süreli gidilebilecek yerler var. Hafta sonu kaçamağı için Saroz her zaman iyi bir seçenek. Trekking içinse Likya ve Karia yolları gibi güzel parkurlar var. Yaz aylarında bir arkadaşımla Fethiye civarına gitmeyi planlıyoruz. O bölge doğa sporları açısından çok uygun.

Son sorumuzu TENGA hakkında soralım. TENGA'nın Türkiye'de yürüttüğü cinsel eğitim faaliyetleriyle ilgili, 25 yaş altı bir genç olarak ne düşünüyorsun? Markayı nasıl yorumlarsın?

Cinselliğin hala bir tabu olması beni gerçekten rahatsız ediyor. Bu yüzden TENGA'nın bu konuda attığı adımları sonuna kadar destekliyorum. Cinsellik, yemek yemek kadar doğal ve temel bir ihtiyaç; ama toplum hala bunu gereksiz yere gizli ve ayıp bir şeymiş gibi görüyor. Özellikle genç yaşta insanları bu konuda bilinçlendirmek çok önemli. Yetişkin oyuncağı denince akla hala tuhaf ya da ürkütücü şeyler gelebiliyor ama TENGA kesinlikle bu algıyı kırıyor. Ürünleri hem şirin hem de kullanımı kolay; kendini uzak ya da rahatsız edici bir noktaya koymuyor. Bu yönüyle herkese hitap edebilecek bir marka. Daha önce böyle bir ürün almayı hiç düşünmemiştim ama TENGA'ya gerçekten olumlu bakıyorum. Hatta kendime bir tane TENGA CUP bile aldım.

*Bu yazı, 2020 yılı öncesinde Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz bir röportajın özetidir. Aradan geçen süre nedeniyle röportaj yapılan kişinin adı ve görseli değiştirilerek paylaşılmıştır.

Etiketler: genç bakışı, cinsel sağlık, gençlerin cinsellik algısı, toplumsal cinsiyet, erkek egemen sektörler, TENGA Türkiye
Ocak 26, 2025
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR